Kolera:
Herkes uyudu yine iştimada düşünce
Bazen tercih etmen gerekir bilmemeyi bilmeye
El değmemiş hayallerimin ortasında duran bir kara sevda Camına taş fırlatsam uyansa
Casaretimi topladım konuşacaktım
Sen gelince sular altında aldı anlatacaklarım
Gözlerimin sığacagı kadar aralık kapım
Ellerin gül kokardı sen diken satardın
Hayır ağlamıyorum üstümden yağmur bulutu geçti
Hayır ağlamıyorum gözüme biraz sen kaçtı
Çok tedirginim çünkü çok soğuksun yahu
Yine ormanın içine doğru kaçtı ürkek bir ahu.
Gülümsemene hasretim bağlanmış basiretim
Hem de kapalıymış kısmetim, boşuna beklemişim
Bir sokak köpeği buldum ona sarıldım ağladım ağladım...
Nakarat:
Aklımı avla bir gafil kuş gibi mermiye değsin
Ama bu canımı sakla, başka bir can yok elimde avcumda
Merhametine dön, beni benden çal, buna lüzum var, buna lüzum var...
Sagopa Kajmer:
Yarım yanmış, yarım donmuş; aklım buna şaşmış
Ama şaşmamam gerekmiş, bu şaşkınlıklar aptalcaymış
Senin kalbin ahşapçaymış benimki kezzapça, bu aşk ahmakça
Geç ve köşene otur suskun
Senin zamanın değil bu zaman
Önce konuşmayı öğren sonra kolay kavran
Bu yollarda çok iyi olmalı manevran ve
Mis gibi kokmalı sunduğun manolyan
Yolcuların yolcusuyum ben, yolum tozlu topraklı
Gerilmiş etten cambaz için ipler
Asfaltın üzeri paramparça cambazlar
Hepsini kaldırıp atar önümden cımbızlar
Var olan son gücümle yüzümü yüzüne çevirmeliyim
Ben seni derhal görmeliyim
Ama hayır! (Hayır) Bir kez daha acı çekerek ölmemeliyim! (Hayır)
Sana doğruları söylemeliyim (evet)
Karşımda yollar, ahval paranormal
Ben yoruldum, bir adım atmaya kalmadı takat
Beni üzmeden söylemeye çalıştıklarının hepsi yüzümü mosmor eden sert tokat.
Narakat:
Aklımı avla bir gafil kuş gibi mermiye değsin
Ama bu canımı sakla, başka bir can yok elimde avcumda
Merhametine dön, beni benden çal, buna lüzum var, buna lüzum var...